Örovizyon Heyecanı Memleketi Sardı…

tarafından pekadam

Desek, bundan 30-35 sene evveli için geçerli bir cümle kurmuş olurduk ama şimdilerde kimsenin Eurovision’u iplediği var mı, bilmiyorum. Ben hatırlıyorum, yarışmanın yapılacağı günlerde gazetelerde üç dört tam sayfanın bu muhabbete ayrıldığını, adayların tek tek tanıtıldığını, izleyicilerin aile içinde kendi puanlarını verip eğlenebilmeleri için büyük çizelgeler yayınlandığını filan. Elbette, Türkiye’nin Eurovision adayının belirleneceği ulusal yarışma ayrı bir vakıa, onun tartışmaları, o mu gitsin bu mu gitsin, halk mı seçsin jüri mi seçsin tantanaları. Şu gitti sonuncu oldu, işte bak bunu gönderdiler 3 puan aldı döndü muhabbetleri. Öncesiyle sonrasıyla ülkenin konuşa tartışa biteremediği bir gündemdi bu yarışma. Semiha Yankı’sı, Çetin Alp’i vesaire, bunlar artık yıllarca sakız oldu çiğnendi, hatırlatmayayım ama, tek bir örnek verip geçeceğim: Ajda Pekkan! Superstar, megastar neyse ne, herhalde bu ülkenin en önemli pop şarkıcılarından biri, belki birincisi olduğuna şüphe yok. Kadıncağız Petrol (Petr’oil diye yazılan) bir güzel şarkıyla gitti, şimdi unuttum ama sanırım bir tek Fas’tan aldığı 12 puanla yetinmek zorunda kaldı, sonuncu filan oldu diye birkaç sene Türkiye’ye dönemedi. Kendini unutturdu da öyle geldi, yeniden başladı kariyerine. Öyle nalet bişeydir bu Örovizyon yani. Şimdi işler rahatladı, herkes kafasına göre takılıyor, TRT birisine ısmarlıyor bir parça, oluyor bitiyor. Hele üçüncülükler, birincilikler geldikten sonra bu ulusal kompleksten arınıp işi aklın yoluna soktuğumuz söylenebilir. Ve fakat, bu yarışmanın bir “şarkı yarışması” olduğu artık söylenebilir mi bilmiyorum. Geçen akşam yarı finali biraz izledim, bu gece finale de bakacağım, gerçi anlamam etmem ama ben şarkı adına pek bişey bulamadım yine. Şov kısmına diyecek yok, görseller, ekranlar, ışıklar, uçar kaçar kameralar her şey tamam. Dost ve kardeş Azerbeycan işi layıkıyla kıvırmış. Ama şarkılar nerde? Ele güne laf etmeyeyim, kendimize batırayım çuvaldızı yine, nedir bizim şarkı mesela bir anlayan var mı? Up-tempo mehter marşı mıdır nedir? Sertap Erener birinciliği aldığında Erkan Goloğlu “yaş mı da kuru mu” ile kazandık diye bir yazı yazmıştı hiç unutmam, bakarsınız bu da dereceye girer. Eloğlu da ne diyeceğini pek bilememiş, Guardian’dan Stuart Heritage “Türkiye en azından bu saçma korsan mırıldanması için saygı duyulası bir çaba sarfetmiş” diye yazmış. Bakacağız. Esasında ben bugün benim için Eurovision’dan (artık) çok daha önemli iki haber duydum ama onları sonraki günlerde, hakkını vererek konuşmak isterim: Bugün Miles Davis’in doğum günüymüş, ve ne yazık ki Orhan Boran’ın ölüm günü olmuş. İki büyük ustaya saygı. Eurovision’un Örovizyon olduğu günlerden bir nostaljik kapakla resmediyoruz yazımızı. 1975, ilk yarışma finalistlerimiz Semiha Yankı ve Cici Kızlar, dergi ise meşhur Hey. Hayırlı başarılar.

One Comment to “Örovizyon Heyecanı Memleketi Sardı…”

  1. Kültür ve sanatta akıl tutulması yaşadığımız bir dönemde ne olduğu belirsiz bir şovun ısıtılıp önümüze konulması hiçbirimizi şaşırtmasın. Elbette Orhan Boran gibi bir değerin kaybı bizim için diğerlerinden daha önemli…

Yorum bırakın